Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenski, göreve geldiğinden bu yana pek çok zorluğun altından kalkmaya çalıştı. Ancak, son günlerde artan eleştiriler, liderin uygulamalarının selefiyle benzerlik gösterdiği yönünde. Bu eleştiriler, özellikle kendi ülkesindeki muhalefet ve baskı politikalarıyla ilgili. Birçok analist, Zelenski’nin politikalarını gözden geçirirken, iktidarında gerçekleştirilen bazı uygulamaların Rusya'daki otoriter yönetim anlayışıyla benzerlik taşıdığına dikkat çekiyor.
Zelenski, iktidara geldiği 2019 yılından bu yana Ukrayna'da birçok reform gerçekleştirme sözü vermişti. Bununla birlikte, son dönemlerde, muhalefet partilerine ve bağımsız medya organlarına uygulanan baskıların arttığı iddia ediliyor. Eleştirmenler, Zelenski’nin bu tutumunu, Putin'in Rusya’sında gördüğümüz baskıcı politikalarla karşılaştırıyor. Birçok gözlemci, Ukrayna’daki siyasi ortamın ciddi bir tehdit altında olduğunu ve bu durumun halkın özgürlüklerine zarar verebileceğini vurguluyor. Eleştirilerin başında, muhalefet liderlerinin tutuklanması ve bağımsız gazetecilerin sesinin kısılması geliyor.
Zelenski, özellikle savaş döneminde ulusun birliğini sağlamak adına sert önlemler almayı savunuyor. Ancak bu yaklaşım, pek çok insan hakları savunucusu tarafından eleştirilmekte. Son ekonomik kriz nedeniyle artan sosyal huzursuzluklar, Zelenski'nin politikalarını sorgulayan bir zemin oluştururken; bu durum halkın hükümete olan güvenini sarsıyor. Eleştirel seslerin susturulması, bu güveni daha da zedelerken, muhalefet partilerine karşı yapılan saldırılar gündeme gelmektedir.
Analistler, Zelenski’nin özellikle son yıllarda benimsediği politikaları, Rusya'daki otoriter yönetimle karşılaştırırken bazı çarpıcı bulgulara dikkat çekiyor. Ukrayna, tarihinde pek çok kez özgürlük mücadelesi vermiş bir ülke olmasına rağmen, şimdi kendi içindeki muhalefete karşı sert önlemler alması, Zelenski’nin iktidarını sürdürme çabasının bir sonucu olarak yorumlanıyor. "Yaptıklarının Rusya’da olanlardan farkı yok" ifadesi, muhalefetin yanı sıra, yapılan yanlış uygulamalara yönelik bir uyarı olarak algılanıyor. Bu durum, halk arasında ileriye dönük kaygıları artırıyor.
Eleştirilerin yanı sıra, Zelenski’nin uluslararası alanda büyük destek gördüğü de inkâr edilemez. Batılı devletlerle kurduğu güçlü ittifaklar, ona güç kazandırırken, içerideki baskıcı politikaların göz ardı edilmesine neden oluyor. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var ki, otoriter yönetimlerin uzun vadede halkla barışık olamayacağı ve eleştirilerin birikmesi sonucunda büyük bir toplumsal patlama yaşanabileceğidir. Dolayısıyla, Zelenski’nin bu politikalarını gözden geçirmesi, ülkenin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, Ukrayna'nın zorlu bir dönemden geçtiği aşikâr. Zelenski'nin liderliği altında, ülke yaşamsal kararlarla yüz yüze geliyor. Ancak, kendisine yöneltilen eleştirilerin sağlam zeminleri olduğunu unutmadan, bu sorunların üstesinden gelmesi gerektiği vurgulanıyor. Halkın özgürlüklerine yönelik tehditler, hem ulusal hem de uluslararası düzlemde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Anketler, Ukrayna halkının büyük bir kısmının, liderin politikalarına tepki gösterdiğini gösteriyor. Bu durum, ileride daha büyük toplumsal sorunlar doğurabileceği endişesini beraberinde getiriyor.