Geleneksel el sanatlarının gözde örneklerinden biri olan yorgancılık, Türkiye’nin köklü mesleklerinden birisi olarak biliniyor. Ancak son yıllarda bu meslek, yeni neslin ilgisini kaybetmesi ve çırak bulmakta yaşanan zorluklar nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumda. Yorgancılık, özellikle el yapımı yorgan ve örtülerin tasarımı ve üretimi ile öne çıkarken, ustaların yaşının ilerlemesi ve gençlerin bu alana ilgi duymaması, pratiğin geleceğini tehdit eden önemli bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Yorgancılığın geçmişi, Türk kültürünün derin köklerine dayandığı için bu meslek, yalnızca bir iş kolu olmanın ötesinde, bir sanat dalı olarak da tanımlanıyor. Ancak yüzyıllar boyunca süre gelen bu sanat dalı, modernleşme ve endüstriyel üretim süreçleri ile ciddi bir tehdit altına girdi. Bugün, sanayi üretimiyle seri halde üretilen yorgan ve battaniyelerin yanı sıra, hazır kıyafet sektörü de gençlerin tercihlerini biçimlendirmekte. Çıraksız kalan yorgancı ustaları, bilgi ve tecrübelerini gelecek kuşaklara aktaramamanın endişesini taşıyorlar.
Yorgancılığın çıraksız kalmasının en önemli nedenlerinden biri, gençlerin bu tür geleneksel el sanatlarına duyduğu ilginin azalması. Ülkemizde meslek liselerinde yorgancılık eğitimi veren sınıflar bulunsa da, bu bölüme yönelen öğrenci sayısı büyük oranda düşmüş durumda. Ayrıca, iş gücü piyasası içinde yorgancılık gibi el emeğine dayanan mesleklerin yeterince değer görmemesi, gençlerin bu mesleği seçmemesinin diğer bir tetikleyicisi olarak öne çıkıyor.
Yorgancılık mesleğinin unutulmaması için, bazı usta yorgancılar çeşitli projeler geliştirmekte ve gençleri bu mesleğe teşvik etmek için çaba sarf etmektedir. Eğitim programları düzenleyerek gençleri el sanatlarına yönlendirmeyi hedefleyen bazı usta yorgancılar, kendi atölyelerinde çırak almakta ısrar ediyor. Yine, sosyal medya ve diğer dijital platformlar aracılığıyla yorgancılığın önemine dair farkındalık yaratmaya çalışarak, gençlerin geleneksel sanatlara olan ilgisini artırmaya yönelik kampanyalar düzenliyorlar.
Bunların yanı sıra, yerel ve ulusal düzeyde yorgancılığı tanıtmak amacıyla etkinlikler düzenlenmekte. Yorgancılık festivalleri, sergiler veya paneller, bu meslekle ilgili bilgi edinmek isteyen genç kuşakları bir araya getirerek, ustaların deneyimlerini paylaşmalarına olanak tanıyor. Bu tarz etkinlikler, hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de mesleğin tanıtılmasını sağlıyor. Ancak tüm bu çabalar, yorgancılığın geleceği için yeterli olmayabilir. Ülke çapında daha büyük etki yaratacak politikaların geliştirilmesi ve teşvik mekanizmalarının devreye girmesi gerektiği ortada.
Yorgancılık mesleği, sadece bir geçim kaynağı olmanın ötesinde, kültürel bir miras olarak da düşünülebilir. Geçmişten günümüze aktarılan bu zanaat, aynı zamanda Türkiye’nin sosyal, kültürel ve tarihsel dokusunun önemli bir parçasını oluşturuyor. Yorgancılığın yok olma tehlikesi, yalnızca ekonomik bir kaybın ötesinde, kültürel bir hüsran olarak da değerlendirilmeli.
Sonuç olarak, çıraksız kalan yorgancılık mesleği, yalnızca ustalarının değil, tüm toplumun sahibi olduğu bir değer. Bu değerin sürdürülmesi ve genç nesillere aktarılarak yarının yorgancılarının yetiştirilmesi için toplum olarak el birliğiyle çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Aksi halde, geçmişin bu güzel ve zengin mesleği, sadece anılarda kalacak.