Son dönemde teknolojinin hızlı gelişimi, özellikle yapay zeka (YZ) alanında önemli tartışmalara yol açtı. Bu bağlamda, BRICS zirvesinde Türkiye’yi temsil eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yapay zekanın potansiyel tehlikeleri konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Fidan, yapay zekanın bir tahakküm aracına dönüşmemesi için uluslararası işbirliği ve tedbirlerin şart olduğunu vurguladı. Bu, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın dikkat etmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor.
Dünya genelinde yapay zeka uygulamalarının yükselişi, ürün ve hizmetlerin yanı sıra toplum ve yaşam tarzlarını da dönüştürüyor. Ancak, bu dönüşüm beraberinde bazı riskleri de getiriyor. Yapay zeka sistemleri, insan kararını desteklemek yerine, bazen onu baskı altına alarak sonuçlara ulaşabiliyor. Bakan Fidan, bu bağlamda YZ’nin kontrolsüz bir şekilde gelişmesinin, insan hakları ihlallerine, sosyal adaletsizliklere ve hatta savaşların tetiklenmesine neden olabileceği konusunda uyardı.
Uluslararası alandaki etkileşimlerin artmasıyla birlikte, yapay zekanın etik kullanımı ve denetimi de daha fazla önem kazanmaktadır. BRICS zirvesi, bu konuları tartışmak ve uluslararası düzeyde stratejiler geliştirmek için önemli bir platform sağladı. Fidan, zirve sırasında yaptığı konuşmada, yapay zekanın insanlık için faydalı bir araç olabilmesi için öncelikli olarak sağlıklı bir zemin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.
Yapay zeka, geçmişte özellikle bilim ve teknolojide sunduğu imkanlar ile dikkat çekmişken, günümüzde çok daha çeşitlenmiş bir alan haline geldi. Sağlıktan eğitime, hukuktan finans sektörüne kadar birçok alanda YZ’nin etkilerini görmekteyiz. Ancak, hızlı değişimleri gerçekleştiren bu teknolojinin denetimi konusunda yeterince hazırlıklı olup olmadığımız ise tartışma konusu. 2023 yılı itibarıyla, üstün yapay zeka sistemlerinin kullanılmaya başlanması, mevcut yasaların ve düzenlemelerin yetersiz kalabileceğini gözler önüne seriyor.
Bakan Fidan, bu bağlamda, BRICS ülkeleri arasında işbirliği yapılmasının önemine vurgu yaptı. Özellikle etnik ve siyasi sorunların yoğun olduğu bölgelerde, YZ'nin kullanımı ile ilgili uluslararası bir çerçevenin oluşturulması gerektiğini ifade etti. Yapay zekanın yönlendirilmesi ve etik kullanımı konusunda bir anlaşma sağlanmadığı takdirde, bu teknolojinin potansiyel zararlarının artabileceğini dile getirdi.
Sonuç olarak, Bakan Fidan’ın BRICS zirvesindeki konuşması, yapay zekanın geleceği, etik kullanımı ve denetim süreçleri konusunda ciddi bir tartışma başlatmış oldu. Ülkelerin bu konuda ortak bir dil bulması ve birlikte hareket etmesi gerektiği, zirve sonrası yapılan değerlendirmelerde de öne çıktı. Yapay zekanın, insanlığın yararına olacak şekilde gelişmesi için yapıcı adımlar atmanın, sadece zaman meselesi değil, aynı zamanda zorunluluk olduğunu unutmamak gerekir.