Tahran’daki siyasi yönetim, son dönemlerde artan ABD karşıtı söylemleri ve tehditleri bağlamında askeri hazırlıklarını gözden geçiriyor. İran’ın füze programının hız kazanmasıyla birlikte, Washington’a karşı olası misilleme senaryoları üzerinde düşünmeye başlandı. Farklı askeri ve diplomatik dinamiklerin etkilediği bu senaryolar, bölgesel dengeler açısından kritik bir öneme sahip.
İran, asimetrik savaş taktiklerini kullanarak, ABD'nin askeri üstünlüğüne karşı koyma yolunu seçebilir. Bu senaryoda, İran, özellikle bilinen askeri üsleri hedef almak yerine, daha az bilinen ve daha az korunan hedeflere yönelerek sürpriz saldırılar gerçekleştirebilir. Özellikle, bölgedeki müttefiklerine yönelik siber saldırılar ve istihbarat operasyonları ile ABD’nin askeri karar verme süreçlerini sekteye uğratmayı hedefleyebilir. İran’ın siber savaş yeteneklerinin artması, bu senaryonun gerçekleştirilme ihtimalini güçlendiriyor.
İran, nükleer programını bir pazarlık unsuru olarak kullanarak Amerika Birleşik Devletleri ile müzakere masasına oturmayı da tercih edebilir. Bu senaryoda, İran, nükleer kapasitesini artırarak ABD’ye, ‘ya pazarlık yaparsınız ya da daha ciddi sonuçlarla yüzleşirsiniz’ mesajı verme stratejisini benimseyebilir. Bu tür bir ikilem, Washington’un diplomasi yoluyla sorunları çözmeye yönelik adımlar atmasına neden olabilir. Ancak bu durum, aynı zamanda uluslararası kamuoyunun ve özellikle Avrupa’nın İran’a olan yaklaşımını da etkileyebilir.
İran’ın bu senaryoları hayata geçirmesi durumunda, hem bölgedeki güvenlik dengeleri hem de küresel siyasi atmosfer ciddi şekilde şekillenebilir. Özellikle, ABD ve müttefikleri harekete geçerek yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir. Bu, İran’ın füze programına ve askeri kapasitesine yapılan yatırımları artırma anlamına da gelebilir.
Sonuç olarak, İran’ın, Artan gerginlikler karşısında füzelerini nasıl kullanacağı ve ABD’ye nasıl misilleme yapacağı hakkında düşündüğü üç senaryo, bölgedeki jeopolitik dengeleri önemli ölçüde etkileyebilir. ABD ve İran arasındaki bu çekişme, dünya genelinde yeni çatışma alanlarının açılmasına ve mevcut sorunların daha da derinleşmesine yol açabilir. Bu nedenle, uluslararası ilişkilerin geleceği için Tahran’ın izlediği stratejiler dikkatle takip edilmelidir.