Gazzeli doktorlar, yıllardır süren çatışmalar ve kuşatma altında ciddi bir sağlık krizi ile karşı karşıya. Son günlerde artan savaş ortamı beraberinde sağlık altyapısında ciddi çöküşler yaşatıyor. Özellikle yenidoğan bebeklerin sağlığı açısından kritik bir dönemde, hastanelerdeki yetersizlikler gözler önüne seriliyor. Bebeklerin birden fazla olarak aynı kuvözde tutulması, hem sağlık sisteminin içinde bulunduğu durumu hem de doktorların çaresizliğini gözler önüne seriyor.
Gazze Şeridi'nde, sıklıkla yaşanan çatışmalar, bölgedeki sağlık altyapısının devamlı bir şekilde çökmesine neden oldu. Uzun yıllar süren ambargolar, hastanelerin donanım eksikliklerini ve tıbbi malzemelerin azlığını artırdı. Bu durum, sadece büyük hastalıklar ve yaralanmalar değil, aynı zamanda yenidoğan bebeklerin de hayatta kalmasını zorlaştıran sonuçlar doğuruyor. Gazzeli doktorlar, birçok durumda, bebeklerin aşırı yoğun bakım ihtiyaçları için yeterli donanıma sahip olmadığı için son çare olarak birden fazla bebeği aynı kuvözde tutmak zorunda kalıyorlar.
Bir Gazzeli doktor, “Her gün karşılaştığımız bu durum, çok zor bir karar ve bu bizim için bir hayal kırıklığı. Ancak elimizde başka bir seçenek yok. Malzemelerimiz yetersiz, bu nedenle bebeklere en iyi şekilde yardımcı olmaya çalışıyoruz" diyerek yaşanan çaresizliği dile getiriyor. Özellikle sevgi, güven ve en iyi sağlık hizmetini sağlama hedefiyle, doktorlar, kişisel ve mesleki etiklerinin sınırlarını zorlamak zorunda kalıyorlar.
Gazzeli sağlık çalışanları, çatışmalar sırasında bile hastalara hizmet vermek için var güçleriyle savaşıyor. Yaşanan yetersizlikler ve çatışmalardan kaynaklı stres, doktorların ruhsal sağlığını da olumsuz etkiliyor. Bunun yanı sıra, çoğunluğu beş kilo altında olan düşük doğum ağırlıklı bebeklerin, özel bakım gereksinimleri için durumu daha da zorlaştırıyor. Bebeklerin hayata tutunabilmeleri için, her saat ve her dakika önem taşıyor. İçinde bulundukları kuvözler, soğutma sistemleri ve oksijen desteği ile donatılmadığı sürece, bu bebeklerin hayatta kalması daha da zorlaşıyor.
Uluslararası sağlık kuruluşları, Gazze'deki durumu kritik olarak nitelendiriyor ve yardım gönderimleri konusunda acil çağrı yapıyor. Ancak, kısıtlı olanaklar ve güvenlik sorunları, yardımların bölgeye ulaşmasını engelliyor. Dolayısıyla, birçok bebek ve anne bu zor koşullarda çaresiz kalırken, doktorların çabaları da giderek boşa çıkıyor.
Bugün Gazze’deki bebekler için her şeyin tehlikede olduğu bir zaman dilimindeyiz. Yeterli medicina, eğitim ve kaynaklar olmadan, Gazze'deki sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorluklar hiçbir zaman sona ermeyecek gibi görünüyor. Yine de doktorlar, insani yaklaşım ve sevgi ile verilmiş olan yeminleri doğrultusunda, bebeklerin sağlığını korumak için mücadeleye devam etmekte kararlılar. Bu durum hem bir sağlık krizi hem de insanlık dramıdır. Her geçen gün daha da kötüleşen sağlık koşulları, dünya genelindeki uluslararası kuruluşların dikkatini çekmelidir.
Gazze’nin kurak ve savaştan yorgun topraklarında doğan bebeklerin geleceği, sadece sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine değil, aynı zamanda siyasi çözüm ve barışa da bağlıdır. Yaşanan sorunların çözülmesi, bölgenin uluslararası düzeyde ele alınmasına ve gerçek bir müdahale gerektiğini göstermektedir. Bu, sadece Gazze’nin değil, tüm insanlığın sorumluluğudur. Şimdi yapılması gereken, bu bebeklerin hayata tutunabilmesi için gerekli koşulların yaratılması ve esir alınmış bir halkın geleceğe umutla bakabilmesi için çalışma yapmaktır.