Erzincan, son zamanlarda meydana gelen depremlerle sık sık gündeme gelen bir şehir olma özelliğini taşıyor. Özellikle 2023 yılı içinde yaşanan sarsıntılar, yerel halkın yanı sıra uzmanları da harekete geçirdi. Ülkemizin önde gelen deprem uzmanlarından biri olan Naci Görür, Erzincan depremi sonrası yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine topladı. Bu yazımızda Görür'ün değerlendirmelerine ve Türkiye'nin deprem riski konusundaki genel durumuna ışık tutacağız.
Naci Görür, yaptığı açıklamada depremin neden olduğu yıkımın boyutlarına ve bu tür olayların önceden tahmin edilmesinin zorluklarına vurgu yaptı. Görür, "Depremler bir doğa olayı olduğu için kesin bir şekilde tahmin edilmesi mümkün değil. Ancak, belirli bölgelerin risk haritaları çıkarılarak, potansiyel tehlikelerin önceden belirlenmesi ve gerekli önlemlerin zamanında alınması mümkündür." diye belirtti. Ayrıca, Türkiye'nin birçok bölgesinin depreme eğilimli olduğuna dikkat çekti.
Erzincan depremi özelinde, yerel yönetimlerin ve devletin depreme hazırlık konusunda yeterince başıboş bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Görür, "Kentsel dönüşüm projeleri bu açıdan büyük önem taşıyor. Eski binaların güçlendirilmesi ya da yıkılıp yerlerine daha sağlam yapılar inşa edilmesi gerekiyor" şeklinde açıklamalar yaptı.
Naci Görür, halkın depreme hazırlık konusunda bilgilendirilmesinin gerekliliğine de değindi. "Halkın, deprem anında nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmesi şart. Bununla birlikte, ailelerin depreme karşı acil durum planlarını oluşturması ve gerekli malzemeleri bulundurmaları önem taşıyor." dedi. Bu tür bilgilerin, hem can kaybını azaltmak hem de panik anlarında doğru adımlar atılabilmesi açısından kritik olduğunu ifade etti.
Uzman, ayrıca deprem vergisinin nasıl kullanıldığı ve bunun toplumda yaratmış olduğu etkiler üzerinde de durdu. "Toplum, deprem vergisinin ne amaçla toplandığını ve bu kaynakların hangi projelere harcandığını bilmelidir. Şeffaflık ve hesap verirlik, kamuoyunun güvenini artıracaktır." diyerek kamu yönetiminin bu konudaki sorumluluğuna vurgu yaptı.
Son olarak, Görür, Türkiye’nin mevcut deprem sigortası sistemi hakkında da eleştirilerde bulundu. "DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) kapsamında çok sayıda bina sigortasız durumda. Halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ve sigorta yaptırmalarının önemi vurgulanmalıdır." diyerek, olası maddi kayıpların önlenmesi adına sigorta sisteminin güçlü bir şekilde güçlendirilmesi gerektiği mesajını verdi.
Sonuç olarak, Naci Görür'ün açıklamaları, Erzincan depremi sonrası alınması gereken önlemler ve yapılması gereken hazırlıklar hakkında önemli ipuçları sunuyor. Türkiye’deki deprem riski ve bunun getirdiği tehlikeler göz önüne alındığında, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde alınacak önlemler büyük bir önem taşıyor. Uzmanların söylediklerini dikkate alarak, toplumun bu konuda daha duyarlı hale gelmesi ve gelecekteki olası depremlere karşı hazırlığını artırması gerektiği ifade ediliyor. Bunun için yerel yönetimlerin ve bireylerin üzerine düşen görevler büyük bir sorumluluk taşıyor.
Erzincan ve benzeri deprem riski taşıyan şehirlerde, hem halkın eğitilmesi hem de yapıların güçlendirilmesi noktasında atılacak adımlar, gelecekte yaşanabilecek felaketlerin önüne geçme potansiyeline sahip. Naci Görür'ün bu konudaki öngörüleri ve uyarıları dikkate alınarak, sürdürülebilir ve güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için toplumun her kesimine büyük görev düşüyor.